Dünya liderleri, iklim değişikliğinin en ağır etkilerini bertaraf etmenin yollarını aramak için düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi için İskoçya'nın Glasgow kentinde toplandı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Karbon ile kendimizi öldürmeye, biyoçeşitliliğe gaddarca muamelede bulunmaya, doğaya tuvaletmiş gibi davranmaya artık son verelim. Kesin bir seçimle karşı karşıyayız. Ya biz onu durduracağız ya da o bizi durduracak. Artık yeter demenin zamanı geldi. Kendi mezarımızı kazıyoruz." dedi.
COP26 olarak adlandırılan konferans, Roma'da düzenlenen zirvede G-20 ülkelerinin 2050 yılına kadar net karbon emisyonunu durdurma taahhüdünde bulunmayı başaramamasından bir gün sonra toplandı. 2050 tarihi, aşırı küresel ısınmayı önlemek için ulaşılması gereken hedef olarak belirlenmişti.
Roma'da G-20 zirvesinde liderler sadece net emisyonları "yüzyıl ortasında" durdurmanın "kilit önem taşıdığını" kabul etti, ancak kömür kullanımının sonlandırılmasına ilişkin herhangi bir takvim belirlemedi. Liderler ayrıca G-20 zirvesinde karbondioksitten çok daha etkili bir sera gazı olan metan emisyonlarının azaltılması taahhütlerini de yumuşattı.
ABD Başkanı Joe Biden, yaptığı konuşmada, içinde bulunduğumuz on yılda iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak adımların gelecek nesillerin küresel ısınma nedeniyle çekeceği acıları engelleme açısından kritik önem taşıdığının altını çizdi. "Bu anı yakalayamazsak hiçbirimiz en kötü felaketlerden kaçmayı başaramayacağız" diyen Biden; aşırı atmosfer olayları, sel, kuraklık ve dev orman yangınları gibi iklim değişikliğinin gözle görülür etkilerini küresel ekonomiyi yeniden şekillendirmek için bir fırsat olarak değerlendirdi. Biden, karbon emisyonlarını azaltmanın olağanüstü maliyetinin, yenilenebilir enerji ve elektrikli taşıtlara geçiş sürecinde yaratılacak istihdamla dengelenebileceğine değindi.
"Ormanların yok olmasının sorumluluğunun büyük kısmını taşıyan ve şimdiye kadar yaşadığımız sorunların sorumluluğunun tamamına sahip olan bizlerin, emisyonların çok azından sorumlu olan ancak gezegen ısındıkça daha büyük bedel ödeyen yoksul ülkelere karşı olağanüstü yükümlülüğü var" diyen Biden, selefi eski Başkan Donald Trump'ın ABD'yi Paris İklim Anlaşması'ndan çıkarması nedeniyle de özür diledi.
Öte yandan ABD, Pazartesi günü, ülkenin 2050 yılına kadar tamamen temiz enerjiye geçirilmesi için hazırlanan planı açıkladı. Plan uyarınca rüzgar, güneş ve diper temiz enerji kaynaklarına geçiş yapması, Amerikalılar'ın gerek özel araçlarının gerekse toplu taşımada kullanılan taşıtların elektrikli olması ve havadaki karbondioksiti emme kapasitesine sahip açık alanlar oluşturulması öngörülüyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da konferansın açılışında yaptığı konuşmada, "İnsanlık uzun zamandır iklim değişikliğini önlemek için adım atmadı. Saat ilerliyor. Gece yarısına bir dakika kaldı ve şimdi harekete geçmemiz gerekiyor. İklim değişikliğini şimdi ciddiye almazsak yarın çocuklarımızın bunu başarması için çok geç olacak" dedi.
2030'a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor
Paris İklim Anlaşması kapsamında küresel sıcaklık artışının bu yüzyılın sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması, hatta 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için küresel karbon emisyonlarının sıfıra indirilmesi gerekiyor.
Küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için de sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor.
Bu yıl 26’ıncısı düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) İskoçya’nın Glasgow kentinde başladı.
Konferansın açılışını İngiltere Başbakanı Boris Johnson yaptı. Daha sonra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres kürsüye geldi.
İki gün sürece zirveye aralarında ABD Başkanı Joe Biden'ın da bulunduğu 120'den fazla ülkeden devlet ve hükümet başkanı katılıyor.